ÖMER KAYA
  Nizam-ı Alem...
 
Nizam-ı Alem... Nizam-ı Âlem: Allah’ın (C.C.) insanı halife olarak yarattığı yeryüzünde, yine onun istediği gibi yaşamak isteyenlerin ölüme kadar peşinde koşmakla mükellef olduğu ulvî bir misyondur. Biraz açarsak bu dünyayı ötelerin tarlası kabul eden İslâm inancı, bu dünyayı imar vazifesini de yüklemiştir inananlara... Müslümanın hayatında cemiyet kaçkınlığı, ruhbanlık gibi hayat tarzları yoktur. Müslümanlar bu dünyanın hakkını, sadece ve sadece inançlarına uygun olarak vermek zorundadırlar. "Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmak" olarak ifade buyrulan ilahî ölçü buna işaret değil midir? İslâmiyet insanların vicdanına hapsedilmiş bir inanışın adı değildir. "Siz benim namazıma-orucuma bakmayın, benim kalbim temiz. Din bir vicdan meselesidir ve Allah’la kul arasındadır." safsataları müslümanın inançları ile bağdaşmaz. Keza "Şeriat, yani İslâm zahire göre hükmeder" prensibini bilmeyenimiz yoktur. Din, insanların yaşamını şekillendirir. Birtakım mükellefiyetler, müeyyideler, ahlâkî prensipler içerir. Bunlar, O dine bağlanmış fertlerin uyması zorunlu olan yükümlülüklerdir. "Ben şurasını kabul eder, burasını kabul etmem" ve "İnancım bu meselelere karışsın ama şu şu şu meselelerden soyutlansın, müdahil olmasın" düşüncesi saçmadır ve aynı zamanda İslâm’ın kabulleriyle çelişmektedir. Çünkü bizler, müslümanlar olarak, doğumumuzdan ölümümüze, taharetlenmizden yememize, içmemize, konuşmalarımızdan sükût etmemize kadar uzanan bir hayat çizgisinde, herşeyi Allah (C.C.) ve Resulü’nden ve onun mümtaz Sahabiler kadrosundan öğrendik. Bunların zıddı bir anlayışa ve bizlere biçtiği yaşam biçimine muhalif olmak haddimize midir? İslâmiyet tam bir teslimiyet ve kabul ister. Müslümanım diyen bir şahıs, müslümanlığın gereklerini ayırıma tutma hakkına sahip değidir. Yani, ya hep, ya hiç. Konunun özü budur. Bana göreler ve ben böyle anlıyorumlar yoktur. Herşey Allah’a ve Resulü’ne göre şekillenecektir... İşte Nizam-ı Âlem; bütün vasıtaların, bütün kadroların, bütün anlayışların, bütün fikirlerin velhasıl yeryüzünün, İslâm’a ve onun ölçülerine göre kıvamlanması, ilahî kalıplara oturtulması ve adem-i beşerin hayatını, Hakk’ın (C.C.) tanıdığı serbestiyet ve yasaklar dahilinde idame ettirmesini sağlayacak meşru düzenin adıdır.
 
  Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol